Serenay Sarıkaya GQ dergisine samimi açıklamalar yaptı:
“Ben başıma gelen hiçbir şeyi kötü değerlendirmem. Orada illa benim anlamam, görmem, duymam gereken bir şey vardır.”
“Bütün yolculuğum Antalya’da yaşarken başıma geldi. Sonra İstanbul’a geldim. Annemle hayat mücadelesi verdik.”
“Özgür ve cesur olmak zorundaydım. Hayatta kalabilmek için cesur kararlar almalıydım. Bu zorunluluk daha sonra bir karakter özelliği haline geldi..”
“ANNEM O KADAR KORKUSUZ BİR KADIN Kİ…”
“İlk ilham kaynağım da annemdi. O kadar cesur ve korkusuz bir kadın ki. Bana çok büyük bir cesaret verdi. Kendisi de hayatı boyunca hep çok cesur kararlar almış. Bütün yazılanı, olanı bozmuş, yeniden yapmış.”
“Yaşamayı çok seviyorum. Hiçbir şey için acele etmeden, bütün anlarımı, iyisiyle kötüsüyle, tadını çıkartarak, farkında olarak, sindirerek yaşıyorum.”
“Su gibi her yere, her şeye akmayı severim. Ben suyum, su ile ilgili her şeyim. Bulunduğum kabı doldurmayı, esnek olmayı, akışta olmayı severim.”
“KUSURLARIMI ÇOK SEVİYORUM”
“Kendimi kusursuz bulmuyorum, kusursuz olanı da sıkıcı buluyorum. Kusurlarımı çok seviyorum.”
“Hüzünlüyken çok yaratıcıyım ama mutluyken de öyle bir ışık açığa çıkıyor ki… O ışığımın söndürülmemesi için çok büyük bir gayretim oluyor. Beni huzursuz, mutsuz eden her şeyi herkesi çıkartıyorum hayatımdan.”
“Yalnızlığı çok seven bir insanım. Çok az insan var hayatımda. Kalabalık ortamlar sonrasında eve gelip günlerce yatağımdan çıkmadığım oluyor.”